35 yıllık bir inşaat firmasında çalıştıktan sonra 2009’da enerjisi yüksek bir aile şirketi olan Aksan Grup ile tanıştığımda farklı bir şeyler olacağını hissetmiştim. Alışageldiğimiz betonarme yapılar yerine hafif çelik yapılardı konumuz. İşler yeni gelişmekte olan ülkelerde olduğundan doğru bilgi uzaklarda ve sistemsizlik içindeydi.
ERP ile tanışmam, 2010’da saatler süren tanıtım toplantısında “Bu ERP işi mümkün değil, olmaz” diyerek söylenmemle başladı. 17 yıllık kariyer düzenimi bozacak herhangi bir sistemin hiç de zamanı değildi. İlk toplantıda beyin fırtınasının içinde savrulurken kullanım esnasında kim bilir nasıl doğal afetler bizi beklemekte idi. Hızla büyüme hedefleri koyan şirket, kendisini neler beklediğini kestiremediğinden bu süreci hem istiyor hem istemiyordu. Kısaca, herkesin inançla ve inatla devam etmesi gerekiyordu. Tek başına alınan kararlardan çok katılım, görüşleri dikte etmekten çok ikna, rekabetçilikten çok işbirliğinin hakim olduğunu genç kadro ile çalışmanın getirdiği dinamizmi kontrol altında tutmak da ayrı zorluktu. Laf aramızda ERP kardelen çiçeği gibi direndi, ayakta kaldı ve departmanların vazgeçilmezi oldu.
Yaptığını kayıt altına alabilmesi, analitik düşünce ile pratik çözümler kazanması ve geriye dönük arşiv oluşturulabilmesine hizmet eden ERP ile çalışıyor olmaktan hep mutlu oldum. Bunun için tek kuralım mentor olmaktı. Şirkette koçluk yapan yöneticiler zaten mevcuttu. ERP modüllerini firmaya adapte etmeye çalıştığım sürede mentorluk yaparak seçenek gösterme, soyut düşünceyi geliştirme ve yönlendirme ile iş hayatını zaafları dâhil her şeyiyle paylaşmanın başarıyı getireceğine inandım ve inandırdım. Farklı departmanların bilgilerini tek bir disiplin altında tüm birimlere yetkileri dahilinde paylaşıma açan, ezber bozan ERP ile daha da güçlü olduk. Farkımız Hız, Yöntemimiz Yüksek İş Temposu, Hedefimiz Kurumsallaşma diyorsanız kolay gelsin der ve ERP’li günler dilerim.
?>