Low-Code / No-Code platformlar son yıllarda dijital dönüşümün merkezinde yer alıyor. Peki bu teknolojiler kurumlar için ne kadar kaldıraç etkisi yaratıyor? Yazılımcıların ve BT ekiplerinin rolleri nasıl değişiyor? Low-Code ile BPM birlikte nasıl çalışıyor?
Tüm bu konuları, Emakin Genel Müdürü Hayrettin Sezen ile konuştuk. Kurumsal iş uygulamaları geliştirme platformu olan Emakin’in yaklaşımını, BPM ve Low-Code’un birleşiminden doğan sinerjiyi, Türkiye’deki süreç yönetimi farkındalığını ve gelecekte LC/NC dünyasında beklenen yapay zekâ etkisini detaylarıyla ele aldık.
Low-Code / No-Code platformlar kurumların dijital dönüşümünde nasıl bir rol üstleniyor?
“Kod yazmadan çözüm üretme” yaklaşımı aslında 1980’lerde başladı. Visual Basic, Lotus Notes, MS Access gibi platformlar, kullanıcıların uygulama geliştirme alanında bu tür araçlara yönelmesini sağladı. 2000’li yıllarda BPM ve workflow sistemleri yükselişe geçti; sürükle-bırak teknolojileri, onay akışları hayatımıza yoğun şekilde girdi.
2014 yılında Forrester, Low-Code platformları, “Uygulamaların manuel kod yazımı en aza indirilerek, hızlı bir şekilde geliştirilmesini ve yayına alınmasını sağlayan platformlar” olarak tanımladı. 2020 sonrası teknolojik gelişmeler ve pandemiyle birlikte büyük bir sıçrama yaşandı. 2024 yılı sonu itibarıyla Forrester, kurumsal iş uygulamalarının %65’inin LC/NC ile geliştirildiğini raporladı.
Bu platformlar, dijital dönüşümde şu etkilerle kaldıraç görevi görüyor:
- Hızlı uygulama geliştirme
- Kolay kurulum ve devreye alma
- BT ve iş birimlerinin yakınlaştırılması
- Maliyet avantajı
Ancak unutulmamalıdır ki Low-Code / No-Code platformlar tek başına yeterli değildir. Özellikle büyük kurumsal yapılarda yüksek performans ihtiyacı, karmaşık iş süreçleri ve derin entegrasyon gereksinimleri, klasik kodlamayı ve gelişmiş BPM platformlarını zorunlu kılmaktadır.
BPM + Low-Code: Emakin nasıl bir sinerji sunuyor?
Bu modeli “Modern BPM + Low-Code iş birliği” olarak tanımlayabiliriz. Emakin, bu yaklaşım doğrultusunda geliştirilmiş ve özellikle kurumsal büyük yapılara odaklanmış bir kurumsal iş uygulaması geliştirme platformudur.
Platform; iş mimarisi, uygulama mimarisi, veri mimarisi ve teknoloji mimarisi boyutlarıyla öne çıkar. Örneğin; Emakin BPM ile, ERP ve CRM gibi sistemlerle entegre çalışan, yüzbinlerce kullanıcıya hizmet verebilen, mobil uyumlu, yüksek performanslı ve kullanıcı dostu B2B platformlar geliştirilebilir.
İş Mimarisi: Süreçleri modelleyerek, roller, adımlar, iş kuralları ve KPI’ları tanımlayabilirsiniz.
Uygulama Mimarisi: ERP, CRM, DMS gibi sistemlerle çift yönlü veri alışverişi sağlayan süreç bazlı entegrasyonlar yapılabilir.
Veri Mimarisi: Hangi verinin, ne zaman, kim tarafından, hangi süreçte kullanıldığını kayıt altına alır ve analiz edilmesine olanak tanır.
Teknoloji Mimarisi: Bulut, on-premise ve konteyner altyapılarında çalışabilir, bu da esneklik sağlar.
Kurumlar LC/NC çözümleri seçerken hangi kriterleri dikkate almalı?
Bu, sektör ve kullanım senaryosuna göre değişir. Ancak temel sorular şunlar olmalı:
- İş ihtiyacı nedir?
- Organizasyon büyüklüğü ve entegrasyon derinliği ne düzeyde?
- Kimler kullanacak ve kimler yönetecek?
- Kurumun IT mimarisi, güvenlik politikaları ve stratejik yönelimi nedir?
Low-Code çözümler yazılımcı ve BT ekiplerinin rolünü nasıl değiştiriyor?
Bu dönüşümün pozitif bir etkisi olduğunu düşünüyorum.
BT ekipleri artık sadece altyapıyı yöneten ekipler değil; entegrasyonları yöneten, platformları yöneten ve iş birimleriyle yakın çalışan stratejik ortaklar hâline geliyor.
Yazılımcılar ise kod yazmaktan çok, tasarım yapan, süreçleri modelleyen, iş mimarisini kurgulayan stratejik bir role evriliyor.
Bu değişim için:
- BT organizasyonları yeniden yapılandırılmalı
- Roller (geliştirici, platform yöneticisi, denetçi vb.) netleştirilmeli
- Yönetişim modeli kurulmalı
- Hangi uygulamalar nasıl geliştirilecek, hangi noktada BT devreye girecek gibi süreçler belirlenmeli
Ve elbette kültürel dönüşüm ve eğitim süreçleri daima gerekli.
Türkiye’de BPM farkındalığı ne düzeyde?
Türkiye’de süreç odaklı yaklaşımın farkındalığı özellikle orta ve büyük ölçekli kurumsal organizasyonlarda yüksek. Ancak halen çok sayıda işletmede süreç yönetimi sadece onay akışı ve dokümantasyon takibi olarak görülüyor.
Bir de yaygın bir yanılgı var:
“ERP varsa BPM'e gerek yok.”
Oysa ERP operasyonel altyapıyı sağlar, BPM ise yönetim zekâsı katmanıdır. Biri diğerinin yerini alamaz. Türkiye’de ERP’nin BPM gibi konumlandırılması, süreç yönetimi yaklaşımını ikinci plana atabiliyor.
Her teknolojide olduğu gibi, BPM’de de en çok öne çıkan sektör bankacılık ve finans. Ancak bu sektörler genellikle reaktif, yani regülasyonlara uyum odaklı çalışıyor. BPM ise proaktif ve stratejik bir platformdur ve bu şekilde ele alınmalıdır.
Citizen Developer dönemi başladı mı? Emakin bu konuda ne sağlıyor?
Emakin bu konuda güçlü bir altyapı sunuyor. Ancak, bu dönüşüm kurumun:
- Dijital olgunluk seviyesi
- Organizasyon yapısı
- Bilgi teknolojileri altyapısı
gibi faktörlere bağlı olarak gerçekleşebiliyor.
Emakin, Low-Code ve BPM'i birleştiren modern bir yaklaşımla, iş birimlerinin veya süreç geliştiricilerin basit ve kompleks olmayan uygulamaları kendi başlarına geliştirmesine olanak tanıyor. Ancak karmaşık süreçler ve entegrasyonlar söz konusu olduğunda, citizen developer ve profesyonel geliştirici iş birliği her zaman gerekli olacaktır.
Geşecekte Low-Code / No-Code dünyasında ne gibi kırılmalar bekliyorsunuz?
Buradaki temel kırılma noktası kesinlikle Yapay Zekâ (AI) olacak. AI destekli uygulama geliştirme, LC/NC dünyasında yeni bir çağ başlatacak. Emakin olarak biz bu alana sadece hazırlanmıyoruz, hazırız. Çok yakında bu alanda farklı bir bakış açısıyla pazarda etkili olmayı hedefliyoruz.
?>