• 24 Eylül 2025 / Çarşamba 04:02
Şenol Balo

Şenol Balo

Yönetim Kurulu Başkanı

Şenol Balo

Yönetim Kurulu Başkanı

Son Yazıları

Kod Yazmak Değil, İşi Anlamak Önemli

Teknoloji dünyasında son yıllarda sıkça duyduğumuz kavramlardan biri de “no-code” yani kod yazmadan yazılım geliştirme. Bu yaklaşım sadece yazılımcıların değil, işi bilen herkesin kendi çözümlerini üretebilmesini sağlıyor. Biz de bu alanda Türkiye’den çıkan en dikkat çekici girişimlerden biri olan Xpoda’nın kurucusu ve CEO’su Şenol Balo ile konuştuk. Hem Xpoda’nın ortaya çıkış hikâyesini hem de iş dünyasında yazılıma bakışın nasıl değiştiğini kendisinden dinledik.

Xpoda'nın doğuş hikayesini dinleyerek başlayabilir miyiz? Bu fikir nasıl ortaya çıktı?
Xpoda aslında bir ürün fikri olarak değil, bir ihtiyacın sonucu olarak doğdu. Yıllarca kurumsal yazılım projelerinde hem geliştirici hem de yönetici rollerinde çalıştım. Gördüğüm en temel sorun şuydu: Yazılım ihtiyaçlara değil, ihtiyaçlar yazılıma uyuyordu. Çünkü geliştirme süreçleri yalnızca yazılımcıların kontrolündeydi. Oysa işin nasıl yürüdüğünü en iyi bilen kişi genellikle sürecin içindeki profesyoneldir – yani bir satış müdürü, bir üretim planlamacı ya da bir finans sorumlusu. Ama bu kişiler ellerindeki fikri sisteme dönüştüremiyordu. İşte Xpoda, bu uçurumu kapatmak için ortaya çıktı: Teknolojiyi teknik kişilerin tekelinden çıkarıp, işi bilen insanların kullanımına sunmak istedik.

No-code ve low-code terimleri zaman zaman birbirine karıştırılıyor. Sizce bunun nedeni nedir ve bu kavramlar nasıl ayrışmalı?
Bu iki kavram arasında temel bir zihniyet farkı var. Low-code hâlâ bir “yardımcı araç” mantığıyla yazılımcıyı destekler; yani merkezde yine kod yazan vardır. No-code ise gücü yazılımcıdan alıp işin sahibine verir. Ancak pazarlama dili bunu bulanıklaştırıyor. Şirketler, kullanıcıya “kodsuzmuş gibi” görünen ama aslında teknik bilgi gerektiren platformlar sunuyor. Oysa gerçek no-code’da kullanıcı düşünür, sistem uygulamayı onun yerine oluşturur. Biz Xpoda’da bu farkı çok önemsiyoruz.

Xpoda'nın diğer platformlardan farkı nedir? Bu alan giderek kalabalıklaşıyor, sizin ayırıcı gücünüz ne oldu?
Biz bir teknoloji üreticisiyiz, entegratör değil. Arayüz geliştirmekle yetinmiyoruz; veritabanı mantığından, kullanıcı deneyimine, yapay zekâ destekli öneri sistemlerine kadar uçtan uca özgün teknoloji geliştiriyoruz. Bugün çoğu platform form üretir; biz ise karar destek mekanizmaları üretiyoruz. Xpoda'nın farkı, veriyle konuşabilmesi. Kullanıcı bir veri girmez; niyetini ifade eder. Sistem o niyeti iş sürecine dönüştürür. Bu, klasik no-code tanımının ötesindedir.

ERP ve CRM sistemleri uzun süredir iş dünyasının temel taşları. Bu yapılarla no-code sistemler nasıl kesişiyor sizce?
ERP ve CRM dediğimiz yapılar, özünde veritabanı merkezlidir. Kayıt alır, işler, raporlar. Ancak bugünün iş dünyasında bu yeterli değil. Artık raporlama değil, anlık içgörüye ihtiyaç var. Yapay zekâ ile bu yapıların doğası değişiyor. Örneğin, bir ERP sistemine “envanter neden düştü?” diye sorduğunuzda, geçmişe bakarak nedenleri sıralayabilmeli. Xpoda bu yeni dönemin temsilcisi. Veritabanı artık sadece saklamaz; düşündürür, tahmin eder ve öneride bulunur. Bu bir yazılım evrimi değil, iş yapış biçiminde bir devrimdir.

Türkiye'de bu yeni yaklaşım nasıl karşılanıyor? Şirketler no-code'a gerçekten hazır mı sizce?
Türkiye hazır değil, ama ihtiyaç duyuyor. Bu çok kıymetli bir şey. Hazır olmak bazen hantallıktır. Biz Xpoda’da Türkiye’nin o arayış hâlindeki enerjisini görüyor ve önemsiyoruz. Özellikle KOBİ’lerde “sorunlar belli ama çözüm pahalı” algısı vardı. Şimdi çözüm, kurumun kendi içinde üretilebiliyor. Bir üretim sorumlusu, sahadan gelen problemi Xpoda üzerinde görsel olarak çözümleyebiliyor. Bu dönüşüm sadece yazılımı değil, şirket kültürünü değiştiriyor. O yüzden biz bu süreci sadece teknolojiyle değil, eğitimle destekliyoruz.

Veritabanı ve sorgulama yapılarının değiştiğini söylediniz. Bunu biraz daha açabilir misiniz?
Eskiden her şey SQL cümleleriyle çözülürdü. “Şu tabloyu getir, şu koşulla filtrele.” Artık bu yapılar insanlar için fazla teknik ve yavaş. Günümüz kullanıcıları doğal konuşuyor: “Geçen ay iptal edilen siparişleri satış kanalı bazında göster.” Xpoda burada bir çevirmen gibi davranıyor. Doğal dili veritabanına tercüme eden bir ara katman gibi çalışıyor. Bu, sadece kullanıcı deneyimini değil, veritabanının kullanım amacını da değiştiriyor. Artık veri “raporlanmak” için değil, “yanıt vermek” için var.

Yapay zekâ bu dönüşümde nasıl bir rol oynuyor sizce? Xpoda bunu nasıl kullanıyor?
Yapay zekâ, sistemleri “öğrenen” hâle getiriyor. Artık sadece kullanıcıya hizmet eden değil, kullanıcıyı anlayan sistemlerden söz ediyoruz. Biz Xpoda’da yapay zekâyı üç düzeyde entegre ettik:

  1. Geliştirme sırasında öneri sunan tasarım zekâsı,
  2. Kullanım esnasında kullanıcıyı izleyip süreç optimizasyonu öneren analiz zekâsı,
  3. Veriye bakarak gelecek tahminleri sunan kestirimci zekâ.
    Yani sistem sadece arayüz değil, karar destek motoru hâline geliyor. Bu, no-code'un yapay zekâ ile evrim geçirdiği yeni bir çağdır.

Xpoda bir platform olmanın ötesinde bir topluluk da yaratıyor gibi görünüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, çok doğru bir tespit. Platformlar gelip geçer ama topluluklar kalıcıdır. Biz iş ortaklarımızı “müşteri” değil, “ortak üretici” olarak görüyoruz. Xpoda Akademi ile sadece ürün eğitimi değil, problem çözme eğitimi veriyoruz. Türkiye’de 1000’den fazla kişi bu süreçten geçti. Bir yazılım geliştiriciyi değil; bir çözüm üreticiyi ortaya çıkarmayı hedefliyoruz. Bu yüzden Xpoda bir teknoloji değil, bir yaklaşım biçimidir. İnsan merkezlidir.

Son olarak, klasik yazılım dünyasının geleceğini nasıl görüyorsunuz? Kod yazmak artık tarihe mi karışıyor?
Kod yazmak bitmez, ama merkeziyetini kaybeder. Geçmişte yazılım, duvarları olan bir kale gibiydi; sadece uzmanlar girebilirdi. Bugün ise açık bir şehir hâline geldi. Herkes kendi ihtiyacına göre hareket edebiliyor. Bu, yazılımı daha demokratik, daha yatay hâle getiriyor. Bence yazılımın geleceği, insanın düşünme biçimine uyum sağlamasında. Xpoda ile hedeflediğimiz şey, teknolojinin insana benzemesi. İnsan teknolojiye değil, teknoloji insana ayak uydurmalı.

Şenol Balo’nun anlattıkları, yazılımın geleceğinin sadece teknolojik değil, düşünsel bir dönüşüm olduğunu ortaya koyuyor. No-code araçlar yalnızca maliyet avantajı sunmuyor; işin sahibine uygulama geliştirme gücü veriyor. Yapay zekânın veriyle konuştuğu, veritabanlarının sorgulanmaktan ziyade anlam üretmeye başladığı bu yeni çağda, Xpoda gibi platformlar klasik iş yazılımlarının doğasını dönüştürüyor.

 



311 kez görüntülendi. 24.06.2025  tarihinde eklendi.
Yukarı Dön