Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) sistemlerinin implementasyonu, son birkaç on yılda, modern iş ortamlarındaki değişiklikler, örneğin firmaların farklı bilgi sistemlerini ve iş süreçlerini bir araya getirebilen altyapılara yönelik artan talepleri nedeniyle önemli ölçüde popülerlik kazandı. Ancak, ERP projelerinin implementasyon öncesi (planlama ve teklif), implementasyon aşaması (uygulama) ve implementasyon sonrası (değerlendirme ve iyileştirme) aşamalarında karşılaşılan kültürel açıdan karmaşık engeller, literatürde oldukça fazla yer buluyor.
ERP implementasyon projelerinin farklı perspektifleri nedeniyle, kültürü ERP terimleriyle tanımlamak biraz güç. Bu da ERP implementasyonunun farklı kültürel bağlamlar için değiştirilmesi gerekip gerekmediği sorusunu gündeme getiriyor… ki bu da bir dizi ERP implementasyon zorluğunu beraberinde getirebilir.
ERP implementasyon projelerinin çoğunun, bir kuruluşun ERP sistemini uygulamak için sınırlı mali kaynaklara sahip olması ve buna ek olarak zaman tahminlerinin yetersizliği gibi nedenlerle başarısız olduğu biliniyor. ERP imlementasyonu aynı zamanda kuruluşlarda önemli bir teknolojik değişim yaratıyor. Bu değişim, ERP ve bilgi stratejisinin kurumlardaki dağılımında önemli değişiklikleri de tetikliyor. Kurum kültürü ve kültürel özellikler bir kurumdan diğerine farklılık gösterdiğinden, kurum kültürünü etkileyebilecek ERP implementasyonu sırasında BT stratejik uygulamaları ve ERP öğrenme ve bilgi paylaşımı düzeylerinde de değişiklikler meydana gelebiliyor.
Bu aşamada üst yönetimlere büyük görev düşüyor. Üst yönetim, çalışanları kurumun kültürel normlarına ve değerlerine uyum sağlamaya teşvik eden bilgi yönetimi uygulamalarını hayata geçirerek öğrenmeyi ve bilgi paylaşımını teşvik edebilir ve bazen de bunu zorlayabilir. Eğitim vermek, öğrenme ve bilgi kültürünü teşvik etmek, yeni teknolojilere güven oluşturmak ve farkındalık programları oluşturmak… tüm bunların başarılı olması güçlü ve sağlam bir organizasyon yapısı ve yetkin bir yönetim gerektiriyor.
Diğer yandan bir ERP projesi, genellikle, süreci tüm paydaşlarla birlikte yürüten ve kilometre taşlarını tanımlamaya yönelik bir implementasyon metodolojisine dayalı olarak yönlendiren ve onlara değerli girdiler sağlayan bir proje yöneticisi tarafından desteklenir. Proje yöneticisinin bu düzeyde bir uzmanlığı olmaması projenin gidişatını etkileyebilir.
ERP uygulayan kurum kültürlerinde, kuruluşların çoğu iletişimin önemini kabul ediyor. Güçlü iletişimi kolaylaştırmak için, kurumların öğrenme kaynaklarını teşvik eden, bireysel bilginin sürekli olarak geliştirilmesini ve zaman içinde iyileştirilmesini sağlayan kültürel bir iklim geliştirilmesi gerekiyor.
ERP sisteminin sonuçları, üst yönetimin kurumsal paydaşlara güven derecesi ve sisteme duyulan güvenden de etkilenir. Her ikisine de duyulan güven eksikliği, ERP implementasyonunu ve değişim girişimlerini potansiyel olarak engelleyebilir. Bu durum, kurumsal paydaşlar arasında potansiyel olarak kültürel bir direnç yaratabilir. Dolayısıyla, ERP implementasyonuna yönelik kültürel direnç güvenle ilişkilendirilebilir. Kurumların çoğu kurumsal değişimi yönetmek için değişim yönetimi politikalarına sahip olmalı, bu da yüksek düzeyde güven gerektiriyor.
ERP projesine dahil olan tüm paydaşlar, her ne kadar yeni ERP sistemini kullanma eğitimi almış olsa da, yine de eski rutininde çalışmayı tercih etmek isteyebilir. Çünkü ERP onları konfor alanlarının dışında bir şeyler yapmaya zorlayacak ve böylece işi üstlerime teslim etme şekillerini değiştirebilecek. Diğer yandan iş süreçlerini entegre etme ve kaynakları yönetme yetenekleriyle ERP, insan müdahalesini en aza indirmek için gerekli işlevselliği sahip. Bu nedenle bazı paydaşlar sistemin dışında bırakabilecekleri korkusu ile değişime direnç gösterebilir.
Kültürel değişim ve değişime direnç, ERP'nin çağdaş kuruluşlardaki popülerliğine rağmen, ERP implementasyon projelerinin yüksek başarısızlık oranına katkıda bulunuyor. Bu durum, ERP sistemlerini uygulamak isteyen kuruluşlar için büyük bir endişe kaynağı. Çünkü ERP, kuruluşların sadece teknolojik kültürünü değil, aynı zamanda kurumsal ve bireysel kültürleri de etkileme potansiyeline sahip. Paydaşlar sadece kuruluşun hedeflerini değil, aynı zamanda kendi hedeflerini ve çıkarlarını da karşılamak için ERP'ye güven duymalıdır.
?>