Organizasyonel dijital teknolojiler bugün düne göre daha hızlı gelişiyor, bu değişim yarın da hiç şüphesiz üssel olarak devam edecek. Farklı önceliklerle ama nihayetinde küresel rekabet çağına ayak uydurabilmek üzere, yeniliklere uyum sağlama, günümüzde tüm firmalar için kaçınılmaz bir reçete olmaya devam ediyor. Tüm taraflar, reçetenin ilk maddesi olan dijital dönüşüm çalışmalarının yeterince zorlu bir süreç olduğunda hemfikir. Zaman içerisinde, birbirinden güzel yol haritaları çıkarmakta epey yol alındı. Gerek görülen yeni birimler kuruldu. Atölye çalışmaları ile süreçler yeniden tasarlandı. Üstelik, organizasyonların her katmanı için alternatif yerli veya uluslararası çözümlere ulaşmanın da epey kolaylaştığını söyleyebiliriz. Ancak, bunca yatırıma ve efora rağmen, kurumsal sorunların azalacağına daha da arttığını görmekteyiz. Diğer yandan, yeni nesil teknolojilerin taahhüt ettiği üretkenlik artışı ve etkin karar alma potansiyeli, yöneticiler üzerindeki geç kalma kaygısını giderek derinleştirmekte. Aynı zamanda, tüm çalışanlar üzerinde uyum ve iş güvencesi baskıları yaratmakta.
Bir organizasyonu dengede tutan sac ayakları; strateji, yapı ve kültürdür. Değişime açık olan ve lider vasıflı çalışanlar da bu sac ayaklarının merkezindeki denge unsurudur. Bu denge ise firmanın sahip olduğu itici güçler, motivatörler ve kabiliyetler ile beslenmekte ve ileriye taşınmaktadır. Haliyle, değişime bütünsel uyumlanma esnekliğini gösterebilen kurumların başarılı olma şansı yüksektir. Ancak, diğerlerine göre önemsizleşen kültür, en iyimser senaryoda opsiyonel bir başlık olarak ele alınmakta. Halbuki, kültürel dönüşüm, dijital organizasyonun sağlanabilmesinde kritik hale gelmiştir. Tam bu noktada, biraz akışına bırakılan dijital kültür konusunun daha ciddi ele alınmasının vakti geldi diyebiliriz.
Bir organizasyonun kültürü onun kişiliğidir ve işlerin nasıl yapılacağını tayin etmektedir. Kültür; ortak değerler, inançlar, varsayımlar, normlar ve çoğunlukla yazılı olmayan kurallar ile biçimlenmektedir. Kültürün şekillenmesinde şirketin geçmişi kadar çevresi de etkilidir. Teknik imkanlar ve iş hedefleri ne olursa olsun, çalışanların nasıl davranacağı ve etkileşim kuracağını, kararların nasıl alınacağını, iş ve işlemlerin nasıl yürütüleceğini, nihayetinde kurumun kültürü belirlemektedir
Belirli bir kültür öğesinin nasıl şekillendiği belirlemek, sonuçları gözlemlemekten her zaman daha zor olmuştur. Kültür, soyut ve karmaşıktır; hem insan hem de teknolojiyi içeren bir devinimdir. Dolayısıyla, tarif etmek kolay değildir. Yine de dijital kültür, dijital iş ortamının olgunluğu için kaçınılmazdır. Her organizasyonun ideal davranış kalıpları kendine özgün olmakla birlikte, dijital olgunluk için ortak olan değerler söz konusudur. Bunlar; hiyerarşi baskısının azalması, çeviklik ve esneklik, artan işbirliği ve birimler arası geçişkenlik, karar verme süreçlerinde verinin önemi, kontrollü risk alabilme, denemeye ve öğrenmeye açıklık olarak sıralanabilir. Bu başlıkları yüksek başarım göstermiş şirketlerden birebir kopyalamak anlamsızdır. Çünkü, kültür organik olarak gelişir ve biçimlenir. Teknolojiyi yükseltmek ve havalı hedefler koymak muhakkak bir heyecan yaratacaktır. Ancak, gerçek bir dijital kültür dönüşümü için bir niyet ortaya konması ve adım atılması gerekmektedir. Kültür dönüşümü, sadece alışkanlıklar değişirse mümkün olur. Alışkanlıkların değişimi yeni motivasyonlara bağlıdır. Motivasyon artışı ise çalışan kaygılarının giderildiği ve onların merkeze alındığı bir kurguda söz konusu olacaktır
Artık birçoklarının da söylediği gibi, teknoloji, dijital dönüşüm yolculuğunun sadece bir parçasıdır. Dijitalleşme ile biriken sorunların giderek kemikleşmesi kurumsal dönüşüm yolcuğunu daha da çetrefilli hale getirmekte. Özetle; dijital kültür, sadece durumu akışına bırakarak elde edilemez. Somut adımlar atmak gerekir. Dijital kültür çalışmasında bir sonuca varmak için ilk önce neden ihtiyaç duyulduğu, ne tür sonuçlar hedeflendiği ve nasıl değerlendirileceği belirlenmelidir. Dijital olgunluk ile uyumlu bir dijital kültür ölçümü bu adımların ilki olabilir. Kurum stratejisi ve değerleri ile çalışan değerleri arasında korelasyon sağlanmalıdır. Ancak bu kıyaslamalar, şirketin doğasına uygun ve iş hedeflerini adresleyebilmek üzere kullanılmalıdır. Şirketler, kültür ayağını sağlam tutabilirlerse, teknolojik yeniliklere uyum ve iş süreçlerinin dijitalleşmesi çok daha sancısız olacaktır
?>